12 EYLÜL
Tanıkları, mağdurlarıyla bir zihniyet kodlaması: 12 Eylül Türkiye'de yaşanan bu sessizlik, ilk Mamak zindanında, Diyarbakır cezaevinde, yapılan işkencelerde, atılan çığlıklarla bozuldu. Baskınlar, aramalar, gözaltılar, tutuklamalar, derken Türkiye tam bir cadı kazanı haline geldi. Herkesin cevabını aradığı soru şuydu. Ne olmuştu da bir gün önce, ülkede kan gövdeyi götürürken, bir gün sonra her şey sütliman haline gelmişti. İşte Aslan Değirmenci bu sorunun peşine düştü. Cevabı bulmak için 12 Eylül'ü bizzat yaşayan kişilerle görüştü. 12 Eylül'ün bir proje olduğunu, en önemlisi bu projenin günümüze kadar uzanan izlerini sürdü. Aslan Değirmenci'nin sürdüğü iz, nerelere ve kimlere uzanıyordu. 12 Eylül askeri darbesinin ardından, ABD Başkanı Jimmy Carter'a, telefon açan CIA Ankara Bürosu Şefi Paul Henze telefonda "Bizim çocuklar başardı" demişti. Paul Henze'in bahsettiği o çocuklar kimlerdi. IMF'nin dayattığı '24 Ocak Kararları'nın 12 Eylül Darbesiyle nasıl bir ilişkisi vardı. 12 Eylül ile amaçlanan neydi. Neden hayata geçirilmişti. Ak Parti'nin iktidara gelişiyle yaşanan olayların 12 Eylül'e giden süreçle nasıl bir ilgisi var. Ve daha birçok soru ve cevap. Dün ile bugünün bağlantı kayışlarını birleştiren Değirmenci: "Şiddet, terör, karşılıklı ajitasyonlar, grupların içine yerleştirilmiş ajanlar, Maraş, Çorum, Malatya, Elazığ, Sivas olayları ve ülkeyi derinden sarsan suikastlar. Hepsi aynı elin ürünüydü Aynı Danıştay, Dörtyol gibi... Bugün dış politikada dik duruş, içeri de demokratikleşmeye yönelik politikalar sergilendiğinde taşeronların saldırganlaşması, eş zamanlı olarak birilerinin harekete geçerek kandan nemalanma çabası gibi... 7'den 70'e herkesi yasa boğan saldırıların ardından bazı çevrelerin gelişmeleri değerlendirirken kara propaganda yaparak, hükümeti hedef almaları Ve AK Partiyi kapatamadık, bölemedik, sarsamadık, alternatifini bulamadık, darbe yapamadık, kaos üretemedik bari terörden nemalanalım anlayışı ile ihanetiçinde olanların sahneye koyduğu senaryolar gibi... 28 Şubat post modern darbesi derken 27 Nisan bildirisi ve karanlık odalarda hazırlanan 'Sarıkız', 'Ayışığı', 'Eldiven' ve "Balyoz' planları" Islak imzalı projeler, andınçlananhayatlar ve kafese alınmak istenen bir ülke... 12 Eylül'ü iyi anlamak için önce bugün yaşanan sıralı olayları hatırlamamız gerekiyor." derken hangi odakları işaret ediyor. Değirmenci farklı bir 12 Eylül çalışmasıyla okuyucunun karşısına çıkıyor. Sadece geçmişin o karanlık günlerine atıfta bulunmakla kalmayıp, geçmişi bugünle harmanlayarak, özellikle 2002 sonrasında yaşanan çarpıcı olayları analiz ederek, benzerlikler kuruyor. George Santayana'nın geçmişi hatırlayamayanlar; Onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar! aforizmasını hatırlatıyor. Aslan Değirmenci, herkesin merak ettiği asıl soruyu sormayı da ihmal etmiyor. Türkiye, yeni bir 12 Eylül sabahını uyanır mı? Evet bu sorunun cevabı, çok uzaklarda değil, "Tanıkları, mağdurlarıyla bir zihniyet kodlaması: 12 Eylül" Türkiye'nin yakın tarihinden yola çıkarak bu sorunun cevabını veriyor. Mağdurlar ve tanıklar konuşuyor. Karanlıkta kalan sırlar açığa çıkıyor. (Tanıtım Bülteninden)
- Açıklama
Tanıkları, mağdurlarıyla bir zihniyet kodlaması: 12 Eylül Türkiye'de yaşanan bu sessizlik, ilk Mamak zindanında, Diyarbakır cezaevinde, yapılan işkencelerde, atılan çığlıklarla bozuldu. Baskınlar, aramalar, gözaltılar, tutuklamalar, derken Türkiye tam bir cadı kazanı haline geldi. Herkesin cevabını aradığı soru şuydu. Ne olmuştu da bir gün önce, ülkede kan gövdeyi götürürken, bir gün sonra her şey sütliman haline gelmişti. İşte Aslan Değirmenci bu sorunun peşine düştü. Cevabı bulmak için 12 Eylül'ü bizzat yaşayan kişilerle görüştü. 12 Eylül'ün bir proje olduğunu, en önemlisi bu projenin günümüze kadar uzanan izlerini sürdü. Aslan Değirmenci'nin sürdüğü iz, nerelere ve kimlere uzanıyordu. 12 Eylül askeri darbesinin ardından, ABD Başkanı Jimmy Carter'a, telefon açan CIA Ankara Bürosu Şefi Paul Henze telefonda "Bizim çocuklar başardı" demişti. Paul Henze'in bahsettiği o çocuklar kimlerdi. IMF'nin dayattığı '24 Ocak Kararları'nın 12 Eylül Darbesiyle nasıl bir ilişkisi vardı. 12 Eylül ile amaçlanan neydi. Neden hayata geçirilmişti. Ak Parti'nin iktidara gelişiyle yaşanan olayların 12 Eylül'e giden süreçle nasıl bir ilgisi var. Ve daha birçok soru ve cevap. Dün ile bugünün bağlantı kayışlarını birleştiren Değirmenci: "Şiddet, terör, karşılıklı ajitasyonlar, grupların içine yerleştirilmiş ajanlar, Maraş, Çorum, Malatya, Elazığ, Sivas olayları ve ülkeyi derinden sarsan suikastlar. Hepsi aynı elin ürünüydü Aynı Danıştay, Dörtyol gibi... Bugün dış politikada dik duruş, içeri de demokratikleşmeye yönelik politikalar sergilendiğinde taşeronların saldırganlaşması, eş zamanlı olarak birilerinin harekete geçerek kandan nemalanma çabası gibi... 7'den 70'e herkesi yasa boğan saldırıların ardından bazı çevrelerin gelişmeleri değerlendirirken kara propaganda yaparak, hükümeti hedef almaları Ve AK Partiyi kapatamadık, bölemedik, sarsamadık, alternatifini bulamadık, darbe yapamadık, kaos üretemedik bari terörden nemalanalım anlayışı ile ihanetiçinde olanların sahneye koyduğu senaryolar gibi... 28 Şubat post modern darbesi derken 27 Nisan bildirisi ve karanlık odalarda hazırlanan 'Sarıkız', 'Ayışığı', 'Eldiven' ve "Balyoz' planları" Islak imzalı projeler, andınçlananhayatlar ve kafese alınmak istenen bir ülke... 12 Eylül'ü iyi anlamak için önce bugün yaşanan sıralı olayları hatırlamamız gerekiyor." derken hangi odakları işaret ediyor. Değirmenci farklı bir 12 Eylül çalışmasıyla okuyucunun karşısına çıkıyor. Sadece geçmişin o karanlık günlerine atıfta bulunmakla kalmayıp, geçmişi bugünle harmanlayarak, özellikle 2002 sonrasında yaşanan çarpıcı olayları analiz ederek, benzerlikler kuruyor. George Santayana'nın geçmişi hatırlayamayanlar; Onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar! aforizmasını hatırlatıyor. Aslan Değirmenci, herkesin merak ettiği asıl soruyu sormayı da ihmal etmiyor. Türkiye, yeni bir 12 Eylül sabahını uyanır mı? Evet bu sorunun cevabı, çok uzaklarda değil, "Tanıkları, mağdurlarıyla bir zihniyet kodlaması: 12 Eylül" Türkiye'nin yakın tarihinden yola çıkarak bu sorunun cevabını veriyor. Mağdurlar ve tanıklar konuşuyor. Karanlıkta kalan sırlar açığa çıkıyor. (Tanıtım Bülteninden)
Stok Kodu:9786353243400Boyut:13.50x21.00Sayfa Sayısı:150Basım Yeri:İstanbulBaskı:1000Basım Tarihi:2011Kapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:2. HamurDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.