MÜTEAHHİTLER CEHENNEMİ-DEPREM-
"Bak memur bey! Sen daha beni tanımıyorsun galiba! Zavallı bir memur olarak birçok şeyden habersizsin. Bu ülkede zengin ve etkin insanlar için ayrı diğerleri için ayrı yasa uygulanır. Benim yargılanacağımı mı düşünü- yorsun? Güldürme beni! Ha haa haa!"
Dürüstlük, hilenin cirit attığı toplumların en büyük düşmanıydı. Ve yok edilmeliydi...
"Fuat kardeşim, liyakatten uzaklaşınca artık her yerde yalakalar davul çalar. Evler depremlerde insanların mezarı olur. Sermayenin kölesi kader der, alçak müteahhit mukadderat der. Derler de derler.
İşte Felaket Şeytan Üçgeni'nin oluşturduğu bir bölgede yaşanan depremlerin, sellerin binlerce insanın canını alması, binaları yerle bir etmesi kader ve mukadderatla açıklanır. Hayır, hayır vicdanlarını şeytana satan Belediye Başkanı, denetim firması yetkilisi ve müteahhit şeytanlarının oluşturduğu bir bölgede olası felaketin tek sebebi sermaye tanrısına kul olmuş bu insanlardır.
Belediye başkanı sel yatağına imar verir, müteahhit hiç çekinmeden bina yapar. Denetim firması ise müteahhittin tabla numunelerini özel hazırlanan laboratuvar numuneleriyle değiştirilmesine göz yumar. Ve bir felaket göz göre göre gelir. Adına kader mukadderat ve Tanrı denir.
"Yaaa işte öyle delikanlı, kötülüğün kaynağı vicdandan yoksunlaşan insan, liyakatten uzaklaşan siyaset, menfaate kurban edilen adalettir."
Yazar bu romanında toplumsal hayatta insanların yaşadığı felaketlerin nedeninin kader değil, tedbirsizlik, ihmalkarlık, aç gözlülük, liyakatsizlik olduğunu vurgulamaya çalışmaktadır.
- Açıklama
"Bak memur bey! Sen daha beni tanımıyorsun galiba! Zavallı bir memur olarak birçok şeyden habersizsin. Bu ülkede zengin ve etkin insanlar için ayrı diğerleri için ayrı yasa uygulanır. Benim yargılanacağımı mı düşünü- yorsun? Güldürme beni! Ha haa haa!"
Dürüstlük, hilenin cirit attığı toplumların en büyük düşmanıydı. Ve yok edilmeliydi...
"Fuat kardeşim, liyakatten uzaklaşınca artık her yerde yalakalar davul çalar. Evler depremlerde insanların mezarı olur. Sermayenin kölesi kader der, alçak müteahhit mukadderat der. Derler de derler.
İşte Felaket Şeytan Üçgeni'nin oluşturduğu bir bölgede yaşanan depremlerin, sellerin binlerce insanın canını alması, binaları yerle bir etmesi kader ve mukadderatla açıklanır. Hayır, hayır vicdanlarını şeytana satan Belediye Başkanı, denetim firması yetkilisi ve müteahhit şeytanlarının oluşturduğu bir bölgede olası felaketin tek sebebi sermaye tanrısına kul olmuş bu insanlardır.
Belediye başkanı sel yatağına imar verir, müteahhit hiç çekinmeden bina yapar. Denetim firması ise müteahhittin tabla numunelerini özel hazırlanan laboratuvar numuneleriyle değiştirilmesine göz yumar. Ve bir felaket göz göre göre gelir. Adına kader mukadderat ve Tanrı denir.
"Yaaa işte öyle delikanlı, kötülüğün kaynağı vicdandan yoksunlaşan insan, liyakatten uzaklaşan siyaset, menfaate kurban edilen adalettir."
Yazar bu romanında toplumsal hayatta insanların yaşadığı felaketlerin nedeninin kader değil, tedbirsizlik, ihmalkarlık, aç gözlülük, liyakatsizlik olduğunu vurgulamaya çalışmaktadır.
Stok Kodu:9786258205411Boyut:13,5 x 21Sayfa Sayısı:136Basım Yeri:İstanbulBasım Tarihi:2023Kapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:2. HamurDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim105,00105,00254,60109,20337,10111,30618,90113,40912,83115,50World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim105,00105,00254,60109,20337,10111,30618,90113,40912,83115,50
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.